Kıyı, alelade bir can çekişmenin. Eski komşuların öldüğü haberi izler sırayı. Tam düzeldi derken memlekette işler. Ben de kendime sizin kadar yabancıyım.

Yazıları, kitapları, dergileri, gazeteleri, fotoğrafları, resimleri, filmleri, müzikleri, sanatı, insanları, hayvanları, davranışları, duyguları, zihinleri, rüyaları, hayatı. Bu zamanda pek çoğumuzun üyesi olacağını düşündüğüm bir sivilce toplum kuruluşu. Dil oyunlarına dayanan edebiyatın kaçış edebiyatı olduğu görüşünü iddia eden bir yazının başlığının gözüme yakın zamanda iliştiğini hatırlıyorum. Peki kaçmayıp ne yapacağız? Her köşeden bir hain kafasını çıkartıyor.

Çalışma arzusu gelince oturup geçmesini bekliyorum. Her Güne Bir Kitap, Pazar Günü Şimdilik Tatil. Biri bana etiket nasıl yapılır öğretsin lütfen. En çok başlık ararken bir de etiket düşünürken daralıyorum onun dışında oldukça genişimdir. İlk defa olarak bu kadar çok kitabı aynı anda okuyorum. Karışmıyor mu? Bazılarını evet ama bazılarını hayır.

Bugün Ankara, minik bir kırtasiye dükkanının içinde duran bir bas gitardan açılan, yıldızlararası bir kapı üzerinden kendi hikayelerinden birisini yazdırmaya karar verdi. Yükseğe yerleştirilmiş bir televizyon, beyaz floresan lamba, minik bir ısıtıcı, kafeste iki muhabbet kuşu ve hırkasıyla tezgahın arkasında oturmuş, mavi gözlü, tombişçe bir amca.

8220;O gizli ve silinemez acı. Küreselleşme oyununa katılanların içine düştüğü çöküş süreci. Amerikan rüyasının ne zaman, nasıl, neden bittiğinin hikâyesi. Edebiyat eseri çok satar mı? .