Hemşire hanım haklı, çok geç kalmıştım. yüzme bilmeyen adam burcumu sordu. Onunkini sormaya kalmadan adamın yüzünden anladım ne olduğunu. Deniz kağıt gibi, su ılık.

Ale já přece peníze nechci. A mám si ty peníze vrátit? Co horšího může být. jaká horší zpráva, Vás může potkat, než informace o vytopení, či vyhoření. Na letadlo nemyslím, vážně. Já ty zkurvené peníze na účtě nechci, já jeéé neééchcííí. Vy svině, proradné bankomaty. Vypnul jsem vodu ve sprše? .

Şu, minik minik de olsa sağlığımdaki problemler, yoluma hep taş koyuyor. Ona haber vermeden biletimi alacaktım. Sorduğundaysa yanlış bir tarih verecektim. Bir akşam, iş çıkışı eve geldiğinde odada beni görecekti ve onu uzun bir süre bırakmamak üzere saracaktım. Gel gör ki, olmayacak. Çünkü ailemle beraber gideceğim yanına. Sonra da bir sürü doktora görüneceğim tabii.

Monday, 20 February 2012. Sugar, Butter and self-willing Flour! My Life. Wednesday, 15 February 2012. This is a rose, in the summertime. What can i say about this rose. I think of it like my life, So many different layers, shapes and surprisingly. It is a Portrait of me. So one day my mother told me my Aunty died, we scattered her ashes, my grief told me to sit. Down and write a poem about how we scattered her wishes.